Silahların Sustuğu, Umudun Konuştuğu Bir Türkiye Mümkün
Yazının Giriş Tarihi: 13.07.2025 08:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.07.2025 09:01
Silahların Sustuğu, Umudun Konuştuğu Bir Türkiye Mümkün
Bu topraklar nice acıya, nice bedene, nice gözyaşına tanıklık etti. Yıllar boyunca sadece asker değil; çocuk, anne, öğretmen, imam, doktor… sivil-masum demeden herkesin yüreği kanadı. Terör belasından en çok zarar gören, en büyük bedeli ödeyen yine bu milletin kendisi oldu.
Ama bugün Türkiye bir kırılma noktasında. Silahların sustuğu, barışa dair umutların filizlendiği yeni bir dönemin eşiğindeyiz.
Bu barış; ne unutmak demek, ne affetmek… Bu barış, geçmişte dökülen her damla kanın hatırasını yaşatarak, bir daha asla yaşanmasın diyebilmektir. Bu barış; sadece sözde değil, özde kardeşlik isteyen herkes içindir. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle… Bu coğrafyada aynı kaderi paylaşan bir milletin ortak geleceğidir.
Barışın adı teslimiyet değil, cesarettir. Devletin kararlı mücadelesiyle, milletin ferasetiyle gelmiştir bu noktaya. Teröre asla taviz verilmemiştir, verilmeyecektir. Ama artık kan değil, kalem konuşmalı; kurşun değil, fikir üretmelidir.
Bugün artık silahların gölgesinde değil, çocukların kahkahasında büyüyen bir Türkiye hayal ediyoruz. Birbirini anlamaya çalışan, farklılıkları zenginlik bilen bir Türkiye.
Gelin, geçmişin acılarından ders alarak geleceği birlikte inşa edelim. Çünkü biz, birlikte Türkiye’yiz. Ve bu vatan, bu bayrak, bu ezan hepimizin ortak değeri.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ÖMER BALKAN
Silahların Sustuğu, Umudun Konuştuğu Bir Türkiye Mümkün
Silahların Sustuğu, Umudun Konuştuğu Bir Türkiye Mümkün
Bu topraklar nice acıya, nice bedene, nice gözyaşına tanıklık etti. Yıllar boyunca sadece asker değil; çocuk, anne, öğretmen, imam, doktor… sivil-masum demeden herkesin yüreği kanadı. Terör belasından en çok zarar gören, en büyük bedeli ödeyen yine bu milletin kendisi oldu.
Ama bugün Türkiye bir kırılma noktasında. Silahların sustuğu, barışa dair umutların filizlendiği yeni bir dönemin eşiğindeyiz.
Bu barış; ne unutmak demek, ne affetmek… Bu barış, geçmişte dökülen her damla kanın hatırasını yaşatarak, bir daha asla yaşanmasın diyebilmektir. Bu barış; sadece sözde değil, özde kardeşlik isteyen herkes içindir. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkes’iyle, Alevi’siyle, Sünni’siyle… Bu coğrafyada aynı kaderi paylaşan bir milletin ortak geleceğidir.
Barışın adı teslimiyet değil, cesarettir. Devletin kararlı mücadelesiyle, milletin ferasetiyle gelmiştir bu noktaya. Teröre asla taviz verilmemiştir, verilmeyecektir. Ama artık kan değil, kalem konuşmalı; kurşun değil, fikir üretmelidir.
Bugün artık silahların gölgesinde değil, çocukların kahkahasında büyüyen bir Türkiye hayal ediyoruz. Birbirini anlamaya çalışan, farklılıkları zenginlik bilen bir Türkiye.
Gelin, geçmişin acılarından ders alarak geleceği birlikte inşa edelim. Çünkü biz, birlikte Türkiye’yiz. Ve bu vatan, bu bayrak, bu ezan hepimizin ortak değeri.