Hayatımın bu döneminde konversiyonel ataklarım azaldı fakat tamamen bitmedi. Bitmesi için elimden geleni yapıyor, çabalıyorum ama bazen ne kadar uğraşsam da bu süreç bir türlü son bulmuyor gibi geliyor.
Beni en çok yoran şeylerden biri de kendi başıma kalamamak… Hep birilerinin etrafımda olması, her şeyin benim etrafımda dönmesi, bağımsız olamamam beni üzüyor.
İçimde tek başıma güçlü durabilme isteği var; kendi ayaklarım üzerinde durmak, özgürce hareket edebilmek ve hayatı dilediğim gibi yaşamak…
Ama biliyorum ki bu yolculuk sabır, umut ve kararlılık gerektiriyor. Her geçen gün ataklarım azalıyorsa, bu iyileşmeye doğru ilerlediğimin işareti. Ben de bunun farkındayım ve bu farkındalık bana güç veriyor.
En büyük arzum; sağlığıma kavuşmak, özgürlüğümü geri almak ve kendim olarak bir hayat sürebilmek. Bunun için çabalıyorum ve çabalamaya devam edeceğim. Çünkü biliyorum ki ben mücadele ettikçe ışık biraz daha yaklaşacak, iyileşme biraz daha mümkün olacak.
Konversiyonel ataklarla mücadele ettiğim bu zorlu yolculukta bazen kelimeler yetersiz kalıyor yaşadıklarımı anlatmaya. Ama içimde, her an yanımda olan, beni koşulsuz seven ve destekleyen sevdiklerime karşı tarifsiz bir minnettarlık taşıyorum.
Her şeyden önce akıllı mı akıllı, kocaman yürekli 8 yaşında bir oğlum var. Küçücük yaşına rağmen öyle bir sabırla, öyle bir anlayışla yaklaşıyor ki bana… Bazen onun gözlerine baktığımda gücümü yeniden buluyorum. Sanki yaşından büyük bir insan gibi büyüyor içimde. Onun sevgisi, bana anne olmanın en derin anlamını yeniden ve yeniden hatırlatıyor.
Yanımda bir eşim var… Sabırlı, anlayışlı, sessiz ama çok güçlü bir duruşla bana destek oluyor. Her atakta, her zorlukta gözleriyle bile “buradayım” diyor. Yorgunluğumu göğüsleyen, kendinden ödün vererek benim için güçlü kalan gerçek bir hayat arkadaşı o. Onun varlığı, omzuma yaslanabileceğim güvenli bir liman gibi…
Ve bir de abim var… Aslında sadece abim değil; hayatım boyunca bana babamdan çok baba gibi davranan, beni hep koruyan, hep kollayan, düşerken tutan, ağlarken saran biri. Belki de kimsenin sahip olmadığı kadar büyük bir şansım o. Ona her şeyimi borçlu hissediyorum: sevgiyi, sabrı, desteği, hatta hayata yeniden tutunma gücümü…
Bu üç kahramanım olmasaydı, belki de bugün olduğum yerde olamazdım. Onların bana verdiği sevgi, anlayış ve güç; konversiyonel atakların karanlığında bana ışık oldu. Ne zaman düşecek gibi olsam bir el uzandı; bazen küçük bir el — oğlumun eli, bazen güçlü bir el — eşimin eli, bazen sırtımı sımsıkı kavrayan o güvenli el — abimin eli…
Şimdi iyileşmek için çıktığım bu yolda yalnız olmadığımı biliyorum. Arkamda beni sevenler var. Onlar sayesinde her yeni güne umutla uyanıyorum. Her atak geçtiğinde “Bu da geçti, yine başardık.” diyebiliyorum.
Hayat belki bana zorlu bir sınav verdi. Ama bu sınavı geçerken yanımda duran bu üç mucizeye her gün şükrediyorum.
Onlar benim gücüm, umudum ve en kıymetli hazinem…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ÖZLEM GÖÇER DEMİR
Üç Kahramanımın Işığıyla İyileşiyorum
Hayatımın bu döneminde konversiyonel ataklarım azaldı fakat tamamen bitmedi. Bitmesi için elimden geleni yapıyor, çabalıyorum ama bazen ne kadar uğraşsam da bu süreç bir türlü son bulmuyor gibi geliyor.
Beni en çok yoran şeylerden biri de kendi başıma kalamamak… Hep birilerinin etrafımda olması, her şeyin benim etrafımda dönmesi, bağımsız olamamam beni üzüyor.
İçimde tek başıma güçlü durabilme isteği var; kendi ayaklarım üzerinde durmak, özgürce hareket edebilmek ve hayatı dilediğim gibi yaşamak…
Ama biliyorum ki bu yolculuk sabır, umut ve kararlılık gerektiriyor. Her geçen gün ataklarım azalıyorsa, bu iyileşmeye doğru ilerlediğimin işareti. Ben de bunun farkındayım ve bu farkındalık bana güç veriyor.
En büyük arzum; sağlığıma kavuşmak, özgürlüğümü geri almak ve kendim olarak bir hayat sürebilmek. Bunun için çabalıyorum ve çabalamaya devam edeceğim. Çünkü biliyorum ki ben mücadele ettikçe ışık biraz daha yaklaşacak, iyileşme biraz daha mümkün olacak.
Konversiyonel ataklarla mücadele ettiğim bu zorlu yolculukta bazen kelimeler yetersiz kalıyor yaşadıklarımı anlatmaya. Ama içimde, her an yanımda olan, beni koşulsuz seven ve destekleyen sevdiklerime karşı tarifsiz bir minnettarlık taşıyorum.
Her şeyden önce akıllı mı akıllı, kocaman yürekli 8 yaşında bir oğlum var. Küçücük yaşına rağmen öyle bir sabırla, öyle bir anlayışla yaklaşıyor ki bana… Bazen onun gözlerine baktığımda gücümü yeniden buluyorum. Sanki yaşından büyük bir insan gibi büyüyor içimde. Onun sevgisi, bana anne olmanın en derin anlamını yeniden ve yeniden hatırlatıyor.
Yanımda bir eşim var… Sabırlı, anlayışlı, sessiz ama çok güçlü bir duruşla bana destek oluyor. Her atakta, her zorlukta gözleriyle bile “buradayım” diyor. Yorgunluğumu göğüsleyen, kendinden ödün vererek benim için güçlü kalan gerçek bir hayat arkadaşı o. Onun varlığı, omzuma yaslanabileceğim güvenli bir liman gibi…
Ve bir de abim var… Aslında sadece abim değil; hayatım boyunca bana babamdan çok baba gibi davranan, beni hep koruyan, hep kollayan, düşerken tutan, ağlarken saran biri. Belki de kimsenin sahip olmadığı kadar büyük bir şansım o. Ona her şeyimi borçlu hissediyorum: sevgiyi, sabrı, desteği, hatta hayata yeniden tutunma gücümü…
Bu üç kahramanım olmasaydı, belki de bugün olduğum yerde olamazdım. Onların bana verdiği sevgi, anlayış ve güç; konversiyonel atakların karanlığında bana ışık oldu. Ne zaman düşecek gibi olsam bir el uzandı; bazen küçük bir el — oğlumun eli, bazen güçlü bir el — eşimin eli, bazen sırtımı sımsıkı kavrayan o güvenli el — abimin eli…
Şimdi iyileşmek için çıktığım bu yolda yalnız olmadığımı biliyorum. Arkamda beni sevenler var. Onlar sayesinde her yeni güne umutla uyanıyorum. Her atak geçtiğinde “Bu da geçti, yine başardık.” diyebiliyorum.
Hayat belki bana zorlu bir sınav verdi. Ama bu sınavı geçerken yanımda duran bu üç mucizeye her gün şükrediyorum.
Onlar benim gücüm, umudum ve en kıymetli hazinem…